Merhaba, ben Kara Havacı Kursiyer Teğmen Murat.
En çok zoruma giden “VATAN HAİNİ” denilmesiydi.
Merhaba, ben Kara Havacı Kursiyer Teğmen Murat.
14.07.2016 günü Bölük Komutanımız bizi toplayıp Tabur komutanı’nın dersler ve uçuşlarla ilgili başarısızlığımız hakkında konuşacağını ve 15.07.2016 günü mesai bitiminde birlikten ayrılmamız gerektiğini” söyledi.
Cuma günü saat 17.00 içtima alındı. Tüm kursiyer arkadaşlarım hazır Tabur Komutanını beklerken, Bölük Komutanımız geldi ve “Tabur komutanı’nın kısa bır işi olduğunu saat 21. 45 kadar izinli olduğumuzu, tulumlu bir şekilde tabur da bulunmamızı” bildirdi. Birlikte kendi aramızda sohbet ederken Bölük Komutanı “arkadaşlar biraz daha sesiz olun Kara Kuvvetleri Komutan’ı şuan birliğimizde” deyip ayrıldı. Ve birlikte olağanüstü hiç bir olay yoktu.
Gazinoya gidip bekleme kararı aldık. Saat 22.00 civarı Tabur Komutanı heyecanlı bir şekilde Gazinoya geldi “arkadaşlar Genelkurmay Başkanlığı’na saldırısı var ve her an birliğimize de saldırı olabilir. Üstlerimizi alıyorlar, bu şaka değil emniyeti sağlayacağız, birlik içinde nöbet tutacağız. Telefonlarınızı kullanmayın” dedi ve gelişi güzel 4-5 kişilik gruplara ayırdı. Mühimmat deposuna gittik. Bölük Komutanı deponun kilidini kırdı, bize mühimmat ve G3 silahı dağıttı.
Benim grubumda 6 kişiydik. Görev yerimiz ise Meydan Harekat Taburunun önüydü. Biz sürekli neler olduğunu soruyorduk. Bize “Genelkurmay Başkanı’nın emri olduğunu, birliğimizinde teröristlerin ilk saldıracağı yer olabileceğini ve sabaha kadar güvenliği almamız gerektiği söyleniyordu.” Sabaha kadar burada bekledik. Bize sıklıkla “kesinlikle telefon ile iletişime geçmememizi yoksa vatana ihanetten işlem başlatılacağı” söyleniyordu. Bu sırada Okul Komutanı kuleye geldi.
Bu sırada sürekli çatışma sesleri ve bombardıman sesleri gelmeye başladı. Biz yine neler olduğunu soruyorduk, ancak bize komutanlarımız” burada bekleyerek emirleri yerine getirmek zorunda olduğumuzu, Genel Kurmay’ın emri olduğu ” söyleniyordu. Biz bütün bu olanların terör saldırısı oldugunu düşünüyorduk hiç birşeyden haberimiz yoktu.
Daha sonra Jandarma Özel harekat’ın zırhlı kobra aracı içeri girdi. Ve arkasında bir kamyonet vardı. Kendini Yarbay olarak tanıtan bir askeri personel bize hitaben “arkadaşlar buradan kalkan helikopter sabaha kadar heryeri bombaladı, sizde silahlarınızı bırakın teslim olun” dedi. Biz de kulede takım komutanımızın olduğunu ona bilgi vermemiz gerektiğini söyledik ve akabinde diğer arkadaşlarımla birlikte kuleye çıktık.
Komutanımız “şu saatten sonra yapacak bir şey yok, içeri girin dedi” ve teslim olmamıza engel oldu. Ardından kulenin camından aşağıda duran kobra aracının içindeki jandarma personeline kaleşnikof silahla birlikte 3 şarjör ateş etti. Biz yere yattık. Jandarma da karşılık verince, bir helikopter geldi ve helikopter seri bir şekilde kobra aracını taradı.
Oradan ayrılmak istiyorduk, bize denildiği gibi değildi durum ama ayrılamıyorduk. Hem çatışma vardı hem de başımızdaki komutanın gözü dönmüştü bizi vurabilirdi. Sonrasında tahliye olmamız gerektiğini, Kuleyi terk etmemiz gerektiğini söyledi. Aşağıya indik. Couger bizi almaya gelmişti.
Çatışma sürekli devam ediyordu, can havli ile hepimiz helikoptere bindik. 15 kişi vardı helikopterde. Bir süre uçtuktan sonra inince Akıncı hava üssüne geldiğimizi öğrendik. Çok kalabalıktı. Bir F-16 bulunduğumuz yeri bombaladı herkes dağılıyordu. Arkadaşlarım ile şaşkınlık ve korku içindeydik, nasıl bir olayın içine çekildik diye anlamaya çalışıyorduk. 8 kursiyerdik, 2 şerli gruplara ayrılarak dağıldık ve kaçmaya başladık. Silah ve mühimmatları atarak çitlere doğru koşmaya başladık.
Yanımdaki arkadaşım babasını aradı. Konum attık Temelli’den bizi aldı.
Haftasonu haber, İnternetten olayları takip ettik. 17.07.2016 tarihinde birliğe gittik. Sabaha kadar ters kelepçe ile birlik bahçesinde hakarette uğradık. Sabah da Jandarmaya teslim edildik. Hiç birimizin silahından tek kurşun çıkmamıştı Fetö mensubu değildik. Daha Kıt’aya bile çıkmamış Kursiyer Teğmen’dik. Sadece ifademizi alıp bırakırlar dıye düşünürken 10 gün gözaltı ve ardından tedbiren tutukluluğa kararı çıktı.
Ne birlikte ki komutanlara, ne gözaltında ki görevli polislere ne de savcıya hakime derdimizi anlatamadık. Kamera kayıtları, tanık beyanları, yapılan tüm incelemeler masumiyetimizi desteklemesine rağmen yaklaşık 2 yıl süren yargılamada, “Darbe’ye Yardım”dan 18 yıl aldım. Gözaltı ve cezaevınde yaşadıklarımıza hiç değinmeyeceğim.
Tek şunu belirtmek isterim ki en çok zoruma giden “VATAN HAİNİ” denilmesiydi. 7 yaşında asker olmak, vatana hizmet etmek 1 karış toprağı için şehit düşmek hayali olan şerefli bir Türk subayı olmak en büyük hedefim idolumdü. “Böyle adaletsiz bir yargılamada aldığım cezayı şeref madalyası olarak görüyorum”
Kursiyer Teğmen Murat.