15 Temmuz Projesine ”Son Dokunuş” İşkence Üssü MİT Çiftlikte Yapıldı

Dilaver Derviş

Bugüne kadar 15 Temmuz projesinin baş aktörlerinin Hulusi Akar ve Hakan Fidan olduğuna dair gerçekler inkâr edilemez bir şekilde ortaya çıktı. Ancak projede görev almış en az onlar kadar önemli Yaşar Güler, Zekai Aksakallı, Kemal Eskintan gibi isimleri de unutmamak gerekiyor.

İşkence üssü haline gelen MİT Çiftlik Yerleşkesinde giriş ve çıkışlara şahitlik eden MİT personeli çok önemli bilgiler veriyor. Bu bilgileri daha önce kamuoyuna yansıyan bazı bilgilerle birleştirdiğimizde 15 Temmuz tarihinden önce bir dizi koordinasyon toplantısı yapıldığı net bir biçimde ortaya çıkıyor. 13 ve 14 Temmuz tarihinde yaşanan sıra dışılıklara bakalım; 13 Temmuz 2016 günü mesai bitiminde saat 18.00 den sonra Yaşar Güler, Hakan Fidan, Zekai Aksakallı, Kemal Eskintan MİT Çiftlik Yerleşkesine geliyor.

Araba sayısı, koruma ekiplerinin çokluğu sıra dışı ve çok dikkat çekici. Şahitlik edenler MİT Çiftlik Yerleşkesi daha önce 1 kez böyle şaşaalı, hareketli bir ziyaret görmüştü diyor. O da MİT tarafından kaçırılan ve halen kayıp olan Sunay Elmas’ın MİT yerleşkesine getirildiği zamandı. Sunay Elmas’ın sorgusuna bizzat Hakan Fidan’ın girdiğini ve Fidan’ın insanlığa karşı işlenen suçları bizzat yönettiğini de eklemek gerekiyor.
Özel Kuvvetler Komutanlığı kursiyerlerinin mezuniyet töreni genelde cuma günü yapılıyordu. Bu tören sebebi açıklanamayan şekilde 14 Temmuz 2016 gününe alındı.

Kamuoyunu takip edenler bilir ama tekrar hatırlatalım. Törene MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın da katıldığı, tören sonrasında düzenlenen yemekte Akar ve Fidan’ın ayrı bir masaya oturup baş başa görüştüğü, onların görüşmesi devam ederken, 2. Başkan Yaşar Güler’in ÖKK’dan ayrıldığı, Akar’ın saat 23.30’da gitmesinden sonra da Fidan ve Zekai Aksakallı’nın yine baş başa uzun bir yürüyüş gerçekleştirdiği ortaya çıkmıştı.

Bu bilgilere ek yeni bilgiler de var. 14 Temmuz günü, eski asker MİT’çi Kemal Eskintan’ın da mezuniyet töreninde bir kısım görüşmeler yaptığı yine Eskintan’ın kendi açıklamalarına dayandırılıyor. Olayların devamında ise -protokol dışı- erken ayrılan Yaşar Güler’in nereye gittiğini öğrenmiş oluyoruz. 14 Temmuz 2016 günü Yaşar Güler ve Kemal Eskintan ÖKK mezuniyet töreninden ayrılarak MİT Çiftlik Yerleşkesi
geliyorlar. Yaşar Güler geç saatlere kadar Kemal Eskintan ile başbaşa görüşme yapıyorlar. Askeri teamüllere bakıldığında emekli bile olsa bir Albay ile bir Orgeneral’in saatlerce baş başa görüşme yapması olağandışı görünüyor. Zaten 15 Temmuz projesinde de her şey olağandışı değil mi?

15 Temmuz günü ise Kemal Eskintan olaylara hazırlıklı, bilinçli ve çok hızlı reaksiyon göstermiş. Hiç beklenmedik bir ihbardan sonra harekete geçmiş gibi değil. Saat 20.00 civarı ekibini topluyor, MİT karargahına destek veriyor ve sonra çiftliğe geri dönüyor. Herkese görev veriyor. FN 6 füzeleri getirtiyor. Özel Kuvvetler Komutanlığına Gölbaşı SİB depodan Kalaşnikof silahlar gönderiyor. Gelen ihbar sadece Hakan Fidan’ın alınacağı ile ilgiliydi. Özel Kuvvetlere neden destek veriyor? Aldığı tedbirlerin gelen ihbar ile bağı yok. Demek ki kendi projelerine uygun olarak daha geniş çaplı olayların yaşanacağını biliyordu.

Şahitlerin anlatımıyla 16 Temmuz sabahı heyecanlı ve yüksek bir ses tonuyla Zekai Aksakallı ile telefon görüşmesi yapıyor. Bu görüşmede ”ağır silahları (stinger) külliyenin çatısına yerleştirdim, zırhlı araçları yerleştirdim” cümlelerini kuruyor. Astlık üstlük ilişkisi olmamasına rağmen Aksakallı ile görüşmesi ve tekmil vermesi, 15 Temmuz öncesi projenin tasarımında her ikisinin de belli görevler üstlendiği gerçeğini ortaya koyuyor.

Adı geçen kişiler, teyit ettiğim ve her detaya şahit olmuş kişilerden intikal eden bu bilgileri inkâr yolunu seçiyorsa, HTS kayıtlarını kamuoyu ile paylaşsın biz de iftira attık diyelim.


Görüldüğü gibi Ankara’nın dehlizlerinde hiçbir bilgi gizli kalmaz, sadece deşifre olacağı zamanı bekler. 15 Temmuz Projesi ile ilgili kısıtlı imkanlara rağmen bile bu bilgiler sızıyorsa, baskının azalacağı yakın bir gelecekte nelerin ortaya çıkacağını varın siz düşünün…

Dilaver Derviş

Dilaver Derviş tüm yazılar—>>

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *