Terör nedir? Kime Terörist denir?

ENGİN BÜKER

Bugün, Türk halkı olarak, küçüğünden büyüğüne, şehirdekinden köydekine, doğusuyla batısıyla, tüm halkımızın sorunu haline gelmiş ve yıllardır hücrelerimize kadar kasıtlı olarak işlettirilmiş bir hususa değinmek istiyorum. 

Bu konunun nereden aklıma geldiğini anlamak da zor değil aslında. Çünkü ben dahil devletin binlerce askeri personeline bile birileri yalan ve dolanla terörist dediyse, kim bilir yıllardır terörist diye bildiğimiz kimler aslında değil?!

Günümüzde çok sık duyduğumuz terimler aslında “terör” ve “terörist”. 

Neler görmedi ki bu ülke halkı… Konuşulmayanlara, konuşulmasının TEHLİKELİ olduğuna inanılanları konuşalım biraz.

Bir dönemin devlet yönetimindekiler ve bağlantılı oldukları derin devlet organizasyonları tarafından yaratılmaya çalışılan “KÜRT SORUNU ALGISI”, devlet eliyle oyunlar ve tuzaklar kurularak kışkırtılmaya çalışan “Kürt Vatandaşlarımız” ve onların devlet eliyle özellikle eğitimsiz bırakılmaya çalışılan çocukları ve yıllar içinde artarak devam eden tüm bunların günümüze kadar yansıyan hali…

Demokratik haklarını kullanmaya çalışan, sokaklara dökülüp ilk defa “YETER” diyen, çocuğuyla ve yetişkiniyle bahar havasında sokaklara dökülen, ancak demokratik haklarını kullanan bu insanların üzerlerine devlet eliyle silahlar doğrultulan, aralarına yine devlet eliyle provokatörler sokularak tahrik etme çabalarına boyun eğmeyen ve bu provokasyonlara izin vermeyen MİLLETİMİZİN tüm çabalarına rağmen DEVLETİNDEN ŞİDDET gördüğü ve sonunda terörist ilan edildiği GEZİ OLAYLARI…

Devletin ihmalkarlığı (!) sonucunda ilçe merkezinde 2 bombalı aracın patlatılmasıyla, 52 kişinin öldüğü, 146 kişinin yaralandığı, “Acaba devlet Suriye’deki pastadan pay almak, IŞİD bahanesiyle girebilmek için mi görmezden geldi?” sorusunu arkasında bırakan REYHANLI KATLİAMI… Aslında siyasiler bu sorumuza en net cevabı vermişler zaten. “Bizi Suriye Bataklığına çekmek istiyorlar! Soğukkanlı olacağız…” dediler ve SURİYE’ye tankımızla topumuzla girdik…

Devlet eliyle sonrasında özür dilenen ve ölen vatandaşlarımızın şehit olarak ilan edildiği, MİT tarafından verilen yanlış (!) istihbarat ve bizzat Cumhurbaşkanı tarafından verilen emirle Türkiye Cumhuriyeti F-16 bombardımanı neticesinde 34 vatandaşımızın öldüğü ULUDERE OLAYI… Suçlarını TSK’nın üzerine yıkmaya çalıştılar ama gerçeğin bu olmadığını onlar da biliyorlardı.

Devletin resmi olarak destek olduğu Kobani’ye yardım götürmek üzere toplanan SGDF üyelerinin basın açıklaması yaptığı sırada gerçekleşen, IŞİD’in düzenlemiş olabileceği iddia edilen intihar saldırısıyla 31 kişinin hayatını kaybettiği, 104 kişinin de yaralandığı SURUÇ KATLİAMI…

2015 seçimlerinden 2 gün öncesinde, halk tarafından seçilerek TBMM içinde faaliyet göstermeye hak kazanmış bir parti olan HDP’nin mitingi esnasında gerçekleşen patlamayla 5 vatandaşımızın hayatını kaybettiği, 400’den fazlasının yaralandığı DİYARBAKIR OLAYI…

‘Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi’ için toplanan vatandaşlarımızın hedef alındığı, dönemin Başbakanı Davutoğlu tarafından bir olayın sorumluları olarak “terör kokteyli” ifadesi kullanılan, 103 vatandaş yaşamını yitirdiği ve 391 kişinin ise yaralandığı, olaydan günler sonra bu süreçte yine Davutoğlu’nun “AKP’nin oylarının artış gösterdiğini” ifade ettiği ANKARA TREN GARI KATLİAMI…

Olay sonrasında gün boyunca il içinde ve patlama bölgesinde, daha önceden çalıntı olarak ihbar edilen bir araçla ve yine istihbarat koordinasyon eksikliğiyle (!), tam da rastlantısal olarak TSK’nın bazı askeri operasyonlar için ikna edilmeye çalışıldığı bir dönemde, Ankara’nın kalbinde, Kuvvet Komutanlıklarının bulunduğu bölgede, askeri servis araçlarına yönelik gerçekleştirilen bombalı araç saldırısı neticesinde 28 askeri personel ve yakınlarının vefat ettiği, 61’inin ise yaralandığı ANKARA GENELKURMAY KATLİAMI…

Bunlar ve aklıma gelmeyen daha nicelerini gören ve Ankara Patlaması sonrasında siyasilerin de belirttiği gibi TERÖRLE YAŞAMAYA ALIŞAN vatandaşımız için artık sıradan bir olay haline gelen, ölenin de öldürenin de vatandaşımız olduğu KANLI OLAYLAR sonrasında sadece SAYILARLA olayı takip eden devlet büyüklerimizin yer aldığı GÜZEL ÜLKEMDE ben de artık terörist ilan edildim.

TERÖRİST ilan edilince anladım aslında TERÖR dediklerinin öyle basit bir tarifi yokmuş ve hatta Türkiye’de TERÖRİST ilan edilmek çok da kolaymış. Yıllarca terörist bildiğimiz örgütler acaba birileri tarafından menfaatleri doğrultusunda kurgulanan bir oyundan mı ibaretti? Devlet eliyle TERÖR estirilebilir miydi? Devlet kendi vatandaşının zarar görmesine razı olabilir miydi? diye düşünürken 15 Temmuz Tiyatrosu oluverdi…

O zaman gördüm ki, devletin binlerce askeri personeli çok kısa bir sürede yine Erdoğan ve Ergenekon’un kanlı ortaklığı ve ortak menfaatleri doğrultusunda TERÖRİST ilan edildi. İşlerinden, hayatlarından oldular, ailelerinden ayrıldılar ve hapishaneye atıldılar. Ülkelerini terk etmek zorunda bırakıldılar…

Bu dönemden önce acaba terörist ilan edilen VATANPERVER vatandaşlarımız olmuş muydu diye incelemek istedim ve gördüm ki, VATANPERVERLİK MASKESİ ALTINDA TERÖR ESTİRENLER HARİCİNDE, ki onlar kendini biliyor, birçoklarının TERÖRİST ilan edildiğini gördüm.

Sonuç olarak, TR’de terörist ilan edilmenin, terörle suçlanmanın çok kolay olduğunu yaşayarak öğrendim. İnsan başına gelmeyince anlamıyormuş. Şahsım adına, bugüne kadar devlet politikası olarak EMPOZE EDİLEN bilgilere göre hareket edip TERÖRİST denen kişiler için doğruyu araştırmayıp, ön yargılı davrandığım ve SESSİZ KALDIĞIM için onlardan ÖZÜR DİLERİM. 

Ama eminim ki, şu an çeşitli sebeplerle, kendilerine VATANPERVER diyerek gerçek VATAN SEVDALILARINI TERÖRİST ilan edenlere, ÜLKEMİ bölmeye çalışanlara, vatandaşımı bana DÜŞMAN ETMEYE çalışanlara rağmen HAK YERİNİ BULACAK!

Bu kadar yazıdan sonra şimdi sorarım size KİM TERÖRİST?

Bir olayı planlayanını görmek istiyorsan olaydan sonra kimin kazançlı çıktığına bakmak yeterli gibi…

ELLERİNDEN KAN DAMLAYAN GERÇEK TERÖRİSTLERİN YARGILANDIĞI GÜNLERDE GÖRÜŞMEK ÜZERE!

Kalın sağlıcakla…

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *