Jandarma Genel Komutanı’nın Darbenin Müsebbiplerini Sorguladığı Ortamda, Herşeyi Arabada Çözen Albaylar!

AHMET SELİM GÜNAY

‘Veryansın’ kelimesi Türk Dil Kurumu sözlüğünde; Hiçbir şey düşünmeden, acımadan bol bol kullanmak, harcamak, yok etmek, ya da acımasızca saldırmak, çok kötü ağza alınmayacak sözler söylemek, anlamına geldiğini okuyunca doğrusu hiç şaşırmadım. İsmiyle müsemma şekilde yayın yapan bu Youtube kanalında Tanık isimli program serisinde izlediğim eski askerler Mustafa Önsel, Güven Şağban, Aziz Yılmaz ve bazı sivil şahısların birçok çelişkiyi barındıran söyleşiler bu yazıyı yazmama neden oldu. Eski bir istihbarat subayı olarak bu yayınların Asimetrik Algı Operasyonu amacıyla hazırlandığını düşünüyorum.

Harp ile siyasetin, asker ile sivilin, barış ile çatışmanın aralarındaki bulanık hatlarda kendi çıkarları için gerçekleri manipüle eden eski askerler, karşılarında cevap hakkı olmayan birçok insana iftiralar atmakta, TSK bünyesinde halen görevli bulunan insanları hedef göstermektedirler. 

Bu yazıda emekli Kurmay Albay Güven Şağban söyleşisini adım adım incelemek istiyorum. Söyleşinin başında 15 Temmuz darbe teşebbüsünü nasıl öğrendiğini açıklıyor.

GÜVEN ŞAĞBAN
MUSTAFA ÖNSEL

Mustafa Önsel Albayımla ile Anıttepe’de yürüyüş yaparken uçakların alçak uçuş yaptığını gördük, tabi bir adım öncesine gidecek olursak, Mayıs ve Haziran aylarında ‘FETÖ’ nün bir darbe hazırlığı içinde olduğu, YAŞ kararları ile bir kısmının emekli edilecekleri bunu önlemek için hazırlandıkları söyleniyordu……Benim yazdığım raporlarda (fişleme listelerinde) verdiğim isimlerin pasif görevlere kaydırılması gerektiğini, stratejik kadrolara güvenilir kişilerin getirilerek darbenin önleneceğini söyledim……İstanbul’da Boğaz Köprüsünün askerler tarafından kesildiğini öğrenince bunun ‘FETÖ’ kalkışması olduğunu anladık.

Yukarıdaki ifadelere göre Güven Şağban ve Mustafa Önsel olayın daha ilk dakikalarında faili buluyor ve karşı atağa geçmek için hazırlığa başlıyorlar. Bunun neresinde çelişki var dediğinizi duyar gibiyim, evet var, hem de büyük bir çelişki var. Darbe olduğunu duyan bir subay ilk önce Genel Kurmay Başkanının, Kuvvet Komutanlarının pozisyonunu merak eder, ama öyle olmuyor. Çünkü planın bütün safhalarına vakıf olmamakla beraber o gece oynamaları gereken rolü iyi bilen bu subaylara birileri bir şeyler fısıldamış.  Yine Albay Şağban ‘Stratejik kadrolara güvenilir kişilerin atanması gerektiğini’ söylüyor. Jandarma Genel Komutanı bile güvenilecek kişileri bilmezken (TMMM Darbe Araştırma Komisyonunda kendi beyanı) bir albay hangi yetki ve bilgiye istinaden güvenilir insanları bilebiliyor. Dahası şu an tutuklu olmayanlar da general ve alay komutanları olayı çözmeye çalışırken arabasının penceresinden binaya bakarak olayları şak diye çözen albayımızın zekasına bakınca; gerçekten general yapılmaması nedeniyle bu mülakatta ağlama derecesinde kinlenmesi doğal sayılmalı!

Bundan sonraki bölüm söyleşinin en çelişkili bölümü ve Güven Şağban’ın kimlerle nasıl hareket ettiğini göstermesi acısından önemli.

Konuşmanın 06.04 saniyesinden itibaren; –Genel Kurmayın Kavşağına gelince polisler bizi durdurdu, Genel Kurmaydan silah sesleri de gelmeye başladı, ben camı açtım bu bir FETÖ darbesidir, biz dört albay Jandarma Genel Komutanlığına karargahımızı almaya gidiyoruz, dedim ve bize yolu açtılar. Yolda Ankara Cumhuriyet Başsavcısı ve HSYK başkan vekili beni aradı onları bilgilendirdim, ayrıca birçok kişiyi bilgilendirdim.

15 Temmuz darbe gecesi bir araçta dört Albay (üçü üniformalı), Genel Kurmay Kavşağında ve Genel Kurmay içinden silah sesleri geliyorken polis tarafından durdurulacak ve Güven Şağban Albayın konuşması üzerine yola devam izni çıkacak. Bu ifade o geceki şartlar değerlendirildiğinde hayatın normal akışına ters bir durum

Güven Şağban yoldayken iki önemli sivil şahıs tarafından arandığını ifade ediyor. İlk şahıs olaylar daha olmadan 15 Temmuz tutanağını kaleme alması ile bilinen Ankara Cumhuriyet Başsavcısı 

Serdar Coşkun, ikinci şahıs o gece 3300 hâkim ve savcıyı ihraç ederek tutuklatan HSYK başkanı Mehmet Yılmaz. Güven Şağban hangi bağlantıları sayesinde bu iki üst düzey yargı mensubunun kayıtsız güvenini kazanmıştır. 15 Temmuz sonrası işkence ve soykırım suçlarında başı çeken bu yüksek yargı mensupları ile Ulusalcı bir yapılanmada olduğu için emekli edilen bu Jandarma Albayı buluşturan ortak nokta nedir. Jandarma Genel Komutanı dahil herkesin habersiz bırakıldığı bu gizemli gecede, Güven Şağban’ı kahraman yapmayı kafaya koyanlar kimler?

Programın 19.34 saniyesinde; Güven Şağban camilerden okunan ‘Sala’ sesinin kendisini rahatlattığını söylüyor.  –Sala sesini duyunca rahatladım, karşı bir reaksiyon olduğunu fark ettim.

Soru basit elleri, gözleri bağlı bir insan okunan Sala sesinin kendi lehine olduğunu nasıl anlar. Tabi Diyanet İşleri Başkanının MİT yerleşkesinde, Hakan Fidan ile yemekte olduğunu, halk ve askeri karşı karşıya getirtmek için işaret olarak ‘Sala’ okunacağını, birileri fısıldamamışsa. 

Camilerde sala okutulması ve halkın sokağa çıkması Güven Şağban’ı sevindiriyor hatta Mustafa Önsel de kendi programında (05.12) halkın sokağa çıkması ile rahatladık, diyor. Ne yani, halk darbeye karşı durmasın mı? Demeyin. Şöyle ki; Karargâh da ne olduğundan haberi olmayan, sıkışmış bir yığın rütbeli, cevrede keskin nişancılar, kendilerini linç etmek için biriken halk, katliam olması için ellerini ovuşturan 15 Temmuz Senaristleri. Birliklerde general ve üst rütbedeki komutanlar bile durumu çözemezken, yarbay gibi alt rütbedekilerin daha ilk dakikada darbeye karşı tavır alması bir arada düşünüldüğünde rollerin dağıtılmış olduğu kolayca anlaşılacaktır.

Son olarak Albay Erkan Öktem’in Emniyet Müdürü Turgut Aslan ile korumasını infaz etmesi konusunu irdelemek ve tutarsızlığa değinmek istiyorum. Programın 31.50 saniyesinden itibaren; –Polis kimin ‘FETÖ’ mensubu kimin rehine olduğunu karıştırdı…..ben onlara yardım ediyorum…..polisler Turgut Aslan müdürün vurulduğunu, vuran kişinin de Albay Erkan Öktem olduğunu duymuşlar.

Öncelikle o gece infaz edilen jandarma karargahındaki bütün insanlara rahmet diliyorum. Özellikle teslim olduğu halde infaz edilen rütbelilerle ilgili daha sonra bir yazı kaleme almak istiyorum. 

Güven Şağban’ın tutarsızlığına gelince, Turgut Aslan’ın vurulma anı görüntülerde yok, çevreye yerleştirilen keskin nişancıların kimleri vurduğu belli değil. Genel Komutanlıkta tuzağa düşürülen askerler isteselerdi bu dört Albayı çok rahat vururlardı ama vurmadılar. O zaman bir Emniyet Müdürü ve korumasını vurarak Polisi daha fazla tahrik etmenin mantığı ne olabilir. Güven Şağban fişleme ve ulusalcı bağlantılarını saklamayan bir albay olmasına rağmen sağ kurtuluyor ama koruma polisi infaz ediliyor. Güven Şağban veya başka bir insanın infaz edilmesi söz konusu dahi olamaz ben sadece durum tespiti yapıyorum.

KAYNAKÇA:

*Veryansın sözlük anlamı:  http://sozluk.gov.tr/

*Nedim Şener ve Ahmet Dönmez’ in 15 Temmuz’u sarsacak belge tartışması.06.02.2019 Ahval.

*Mehmet Yılmaz HSYK’nın ihraçlar için darbeye ihtiyaç duyduğunu açıkladı.22.09.2016 Cumhuriyet.

*Diyanet İşleri başkanı 15 Temmuz gecesi MİT’teymiş. 28.07.2017  T24 Haber sitesi.


Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *