“Öcüler geliyor” diye uyutulan çocuk kadar masum millet!
Yargı paketine terör suçu dahil değilmiş. Üzerinde uzlaşılmış Terörist tanımı bulunmuyor. Ancak fikir birliği yapılmış terörün ortak özellikleri;
Şiddet
Silah
Eylem
Korku
Yargı paketine terör suçu dahil değilmiş. Üzerinde uzlaşılmış Terörist tanımı bulunmuyor. Ancak fikir birliği yapılmış terörün ortak özellikleri;
Şiddet
Silah
Eylem
Korku
Soralım:
80 milyondan kaç kişi askerler dahil tutuklulardan korkuyor ve silahlı şiddet bekliyor?
Bugün terör suçuyla itham edilenler:
Yapılmış listede isimleri olduğu/çoğunun hakkında dava olduğu halde, ihtiyaca binaen görevde tutulmuşlardır.
Suriye operasyonunda en ön cephede silahlı çatışma bölgesinde görevlendiriliyor ve dönüşlerinde tutuklanıyor.
NATO görevlerine dahi tefrik ediliyor ve dönüşlerinde tutuklanıyor.
Halihazırda Doğuda çatışma bölgesinde bulunan haklarında dava açılmış yüzlerce asker bulunuyor.
Gemilerde NATO, BM ve milli görevlere iştirak eden, haklarında dava bulunan ve terörist ilan edilmek için sırasını bekleyen yüzlerce asker var.
Hava Kuvvetlerinde pilot olan, uçak bakımcısı olan ve haklarında dava bulunan/terörist ilan edilme sırasını bekleyen yüzlerce asker var.
Sahil Güvenlik, Jandarma, Emniyette hali hazırda çevre denizlerde ve ülke topraklarında ülke güvenliği, huzuru, hak ve menfaatlerini kollayan ve haklarında dava açılmış olan, terörist ilan edilmeyi bekleyen yüzlerce silahlı görev yapan kolluk kuvveti mensubu var.
Hayatları silahla geçen ve terörist ilan edilinceye kadar ülke ve halkı için hizmeti aziz bilen bu insanları terörist ilan etmek, dünya tarihinin görüp göremeyeceği en büyük hak ihlalidir.
PKK, DHKP-C vb örgütlerin ölüm listesinde olduğu gerekçesiyle; yüzlerce savcı, asker, emniyet mensubu için koruma kararları vardı. 40 bini profesyonel asker, 200 bin devlet memuru terörist ilan edildi. Fakat tehdit oluşturdukları gerekçesi ile koruma altına alınan tek kişi yok.
Teröristler silahı illegal temin ederek ülkesi ve milletine karşı kullanır. Halbuki terörist ilan edilen 100 bine yakın polis ve asker devlet tarafından zimmetlenen silahı ülkesi ve milletini korumak için kullanırken, terörist ilan edildiğinde devletine geri teslim etmektedir.
Şuanda ben dahil bütün silah arkadaşlarım devletin emanet ettiği silahı, devletine geri iade etmiştir. Sadece bu gerçek bile başlı başına silahlı terör örgütü zorlamasını gülünç duruma düşürmektedir.
Bugün af yasasını etkilemeye çalışanlarla; silahlı terör örgütü algısını güçlendirmek için, FETÖ kritik isimlere suikast yapacak uydurmasını pompalayanlar aynı hizip gruplarıdır. Bu odakların Hrant Dink, Abdi İpekçi, Uğur Mumcu’ların cinayetlerinden esinlendikleri anlaşılıyor.
Sonuç; Hayatları tehdit eden bugünün vebası #COVIDー19’un ölümcül etkisine açık cezaevlerinde zorlamayla terörist ilan edilmiş insanlar; diğerlerinden ayrıştırılarak toplu ölümleri hedeflendiği anlaşılıyor.
Bilirsiniz çocukluğumuzdan beri bize öğütlenen, müdafaası için her şeyin mubah sayıldığı söylenen üç değer;
MALI: Terörist denerek gasp edildi.
ONURU: Terörist diyerek yerle bir edildi.
CANI: Terörist denerek doğrudan veya dolaylı 500’e yakın can alındı.
Bu üç değerin de vahşice, zalimce ellerinden alınmasına ve şiddete zorlanmalarına rağmen bu vatan evlatlarının bağırlarına taş basarak, şiddete başvurmadan ya anayurtlarını terk etmeleri ya da bir kenarda adaletin geleceği günü beklemelerinin tek sebebi; vatana ve milletine sadakatle bağlılıklarıdır.
Yetmedi, bütün caniler, ırz düşmanları dahil herkesi günümüzün vebası corona virüs’ten kurtarmak için af yasası getiriyorlar. Fakat yapılanlar yetmemiş gibi kendilerinin de inanmadığı terörist dayatmasıyla hapsettikleri masum insanları hapishanelerde toplu kıyıma terk ediyorlar.
Bir milleti Korona Virüs değil, adaletsizlik, hukuksuzluk ve vidan tartısının ayarı kaymış bizzat milletin kendisi öldürür.
