“Bu ülkede hiçbir başarı cezasız kalmaz…”

Milli olarak geliştirilen Hassas Güdüm Kiti (HGK) takılmış bombanın F16’larımız tarafından ilk başarılı test atışının nasıl yapıldığını bilmek ister misiniz? Gelin o halde, olayın kahramanından bizzat dinlediğim hikâyeyi sizlerle paylaşayım.

Hani arada bir yazıyorum ya, bu cadı avında tasfiye edilenlerin ne kıymetli değerler olduğunu anladığında Türk milleti başını taşlara vuracak diye. İşte bunu hamasi bir söylem veya abartılı güzelleme olarak görenler bu hikâyeyi daha dikkatli okusun o zaman.

F16 uçaklarımızın işletim sistemi olarak adlandırılabilecek OFP’leri -Operational Flight Program (halk dilindeki hali ile yazılım kodları) üretici firma Lockheed Martin’de olduğu için Milli Mühimmat geliştirilmesi sürecinde bu durum önemli bir problem olarak ortaya çıkmıştı. Dışa bağımlılığı azaltmak için 2010’lu yıllarda başlanan HGK ve KGK geliştirilme çabaları F-4 uçaklarımızda güzel neticelenmiş, sertifikasyon ve atış testleri yapılan bu bombalar (aslında Kit’ler) başarısını ispatlamıştı.

Ancak ortada büyük bir problem vardı. Bu bombaları o dönem F16’ların silah kontrol bilgisayarına HGK olarak girmek mümkün değildi. Onun yerine neredeyse bire bir aynı olduğu için uçağa takılan bomba, Amerikan menşeli JDAM olarak sisteme giriliyordu.

Uzun taşıma ve performans testlerinden sonra F16’dan ilk HGK test atışı günü gelir. Her şey planlanmıştır. Uçağa HGK takılır, sisteme JDAM olarak girilir ve atış yapılır. Ancak herkes şoktadır. Bomba oldukça uzağa düşer. Bırakın hedefi vurmayı, yaklaşamaz bile. Moraller bozulur, proje durma noktasına gelir. İşte böyle ümitsiz bir ortamda uzun zamandır kendi uçaklarımızdan, kendi geliştirdiğimiz mühimmatları nasıl atabileceğimiz konusunu düşünen bir binbaşı ortaya çıkar

Kafasındaki projeyi dönemin Hava Kuvvetleri Plan Prensipler Başkanı (Hava Kuvvetleri’nin projelerinin yürütülmesinden sorumlu başkanlık) Tümg. İdris Aksoy’a anlatır. O dönem kendisi de aynı başkanlıkta çalışmaktadır. Bu proje çok pratik, biraz da uçuk ancak daha önce hiç düşünülmemiş bir mühendislik çözümüdür.

Bu çözüm ile problem, tüm milli geliştirilen mühimmatlar için bypass edilecek ve bu konuda dışa bağımlılık ortadan kalkacaktır. Aslında bu projesini çok daha önceden dile getirmiş ancak makul bulunmamış ve sümen altında kalmıştır. Bu fikir üzerinde uzun yıllardır kafa yorduğu için sunumu yaparken oldukça hazırlıklıdır. Anlattığı hususlar amirleri olan Tümg. İdris Aksoy ve Tuğg. Osman Nuri Gür’ün oldukça hoşuna gider.

İdris Paşa 2016 yılı başlarında SSM, TÜBİTAK ve Aselsan Başkanlarının bulunduğu bir toplantıda kendisine projesini anlattırır. Toplantıda hazır bulunan savunma sanayii kuruluşları projeyi oldukça olumlu bulurlar ve destek vereceklerini söylerler. Aslında bu olayın gerçekleşebilmesi hayat-i önemi haizdir. Zira F-16’nın yazılımında bu tip bir değişikliği o an için Lockheed Martin’e parasını vererek bile yaptırmak mümkün değildir.

Üretici firma takvimin yoğunluğunu sebep göstererek böyle bir değişikliğin en erken 3–4 yıl içinde olabileceğini söylerler (İstedikleri para da tabi ki uçuk rakamlar olacaktır). Ama bu bypass çözüm ile Türk Hava Kuvvetlerinin yabancı mühimmat bağımlığı ortadan kalkacaktır.

Önde gelen isimlerle yapılan bu toplantı sonrası iki proje ekibioluşturulur. İlk ekip çok kısa vadede HGK atışı üzerine yoğunlaşırken, ikinci ekip diğer tüm mühimmatları kapsayacak olan ve Bnb. Adnan Aygündüz’ün üzerinde uzun zamandır çalıştığı projeye odaklanır.

Tek bir başarısızlıkta bu kadar önemli bir çabanın alelacele durdurulacak olmasına kimsenin gönlü el vermiyordur. Hatanın kaynağı net değildir ama uçak, HGK’nın uygun noktada atılması için pilota göndermesi gereken bilgiyi hatalı ya da eksik olarak göndermektedir.

İlk ekip kısa vadeli bir çözüm olarak TÜBİTAK’tan zihni sinir bir mühendisin geliştirdiği bir app kullanır. Bu aplikasyon HGK uçuş zarfını, girilen koordinat ve uçak bilgilerine göre hesaplamakta ve pilota bombayı ne zaman bırakması gerektiğini bildirmektedir. Uzun süren uçuş testleri yapılır. Sonunda bu kısa vadeli çözümün düzgün çalıştığına kanaat getirilir ve bu sistem ile gerçekleşecek ilk gerçek atış günü planlanır.

İlk atış günü gelir ancak F16’ların teknik sorumlusu olan 1. Hava İkmal Bakım Merkezi’nden onay çıkmaz. Neden olarak da HGK’nın 401.Test Filo tarafından sadece full yakıt/mühimmat yükü ve tüm podlar üzerinde takılı olan bir konfigürasyon ile sertifiye edilmiş olması belirtilir.

Aslında mantıklı bir gerekçedir söylenen ancak F16’nın teknik dokümanlarında Adnan Bnb.nın atış gününde planladığı uçak konfigürasyonu için JDAM atışına müsaade edilmektedir. Dolayısıyla JDAM ile birebir aynı olan HGK’nın da bu konfigürasyon ile atılabileceğini söyler.

Atışı yapma konusunda büyük tartışmalar yaşanır. Hatta bu atışı yaparsa başının belaya gireceği bile söylenir. Ama o gün atışı yapmak istemektedir. Zira atış yapılacak bölge NOTAM’lanmış ve atış zamanı GPS hassasiyetini maksimize edecek bir zaman diliminde planlanmıştır.

Yine de konfigürasyon mümkün olduğunca eşleştirilmeye çalışılır. Ancak o an 4. Üs’te Navigasyon Podu yoktur. Temin etmek de zaman alacak ve atış günü kaçırılacaktır. Sinirler gergin, zaman akıp gitmektedir.

Hava Kuvvetlerinde proje süreçlerinin yürütülmesinden sorumlu olan Tümg. Aksoy’u bir kez daha arar ve durumu ona açıklar. İdris Paşa, bu atışı gerçekten yapıp yapamayacağını sorar ve onun ne kadar kararlı ve istekli olduğunu görünce atışa onayı verir.

Bu onaydan sonra kalkış yapılır ve o an gelir…Adnan bombasını bırakır ve bomba hedefi tam 12’den vurur.

Tüm ekipte büyük bir mutluluk vardır. Özellikle de milli projelerin hayata geçirilebilmesi için gecesini gündüzüne katan, mesai kavramını çoktan ortadan kaldırmış Tümg. İdris Aksoy’da. Zira bu sayede milli mühimmatlarımızın F16’lardan atılmasının önündeki engeller aşılmışolur.

Ama asıl önemli kazanım ikinci ekibin çalışması sonucu olacak, Adnan Binbaşının daha sonra atandığı NATO görevinde iken bile adım adım takip ettiği, çocuğu gibi gördüğü projenin çok başarılı geçen testleri neticesinde hayata geçecek ve Test Filo’nun 5 Kasım 2018’de gerçekleştirdiği ve gazetelere manşet olan atışı ile HGK’nın ve sonrasında KGK’ların (Kanatlı Güdüm Kiti) F-16 Blok 40 uçaklarına sertifiye olmasını sağlayacaktır.

İşte değerli okur, bu tip kazanımları kelle koltukta, kariyerlerini riske atarak başaran İdris Aksoy’lar, Osman Nuri Gür’ler, Adnan Aygündüz’ler ve daha niceleri kendilerine minnet duyulması, teşekkür edilmesi gerekirken şimdi neredeler dersin?

Evet senin de tahmin edebileceğin gibi sırf birilerinin şahsi hırs, çıkar ve intikam duyguları nedeni ile hiçbir hukuki ve mantıklı gerekçegösterilmeden vatan haini, terörist ilan edilerek sistemden çıkarıldılar ve bu sosyal soykırımın kurbanı oldular.

Belki bazı şeyleri sorgulamaya başladın, belki de “bi dk ya, ne oluyoruz, bu adamlar resmen TSK’nın altını oyuyorlar, orduyu tasfiye ediyorlar” diyorsun. İşte ben de tam da yıllardır sana bunu anlatmaya çalışıyorum.

Mesele hain, terörist temizleme meselesi değil. Yıllardır özlemini duyduğumuz başarıların Anadolu’nun fedakâr, mazlum bireyleri ve Türk milletinin öz evlatları tarafından gerçekleştiriliyor olması mı rahatsız etti bazılarını?

Gel, vicdanının sesini dinle ve bu yaşatılan sosyal soykırıma sen de karşı çık ve kendi öz evlatlarının böyle harcanmasına müsaade etme. Etme ki ilerde gururla “zalimin karşısında durabildim” diyebilesin.

Bu faslı Orhan Veli’den bir şiir ile bitirelim o halde…

Ağlasam sesimi duyar mısınız, mısralarımda;

Dokunabilir misiniz, gözyaşlarıma, ellerinizle?

Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,

Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu

Bu derde düşmeden önce.

Bir yer var, biliyorum;

Her şeyi söylemek mümkün;

Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;

Anlatamıyorum.

Hikayelerimiz devam edecek…

‘bu yazı @thehancer adlı kullanıcının bilgisi doğrultusunda sosyal medya hesabından alınmıştır’

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *